Bu aralar bir çok telefonun zil sesinde bebek ağlama sesi
geliyor. Ne kadar da şirin oluyorlar ama ben bebek gülme sesini tercih ederdim
doğrusu. Bebekleri çok seviyorum ve onlar ile ilgilenmek de çok hoşuma gidiyor.
Yakın akrabalarımdan kimsenin küçük bebeği yok bu yüzden de doya doya bebek
sevme imkanım pek olmuyor ama bu aralar doya doya seve bileceğim bir bebek
buldum o da bizim karşı daireye yeni taşınan komşumuzun bebeği. O kadar sevimli
o kadar şirin bir bebek ki hiç bebek sevmeyen bebeklerden hoşlanmayan biri bile
olsa dayanamazdı galiba bu bebeğe. Zaten seni görür görmez gülmeye başlıyor.
Taş kalpli birini bile anında yumuşatır
o masum gülüşüyle. Ben işten eve erken geldiğim zamanlar artık soluğu yeni
komşumuzun kapısında almaya başladım. Hemen kapılarını tıklıyorum ve eğer
müsaitseniz bebeği biraz sevebilir miyim diyorum onlar da çok içten insanlar
hiç hayır demezler. Eğer bebek uyumuyorsa ya beni içeri davet ederler yada
bebeği bana verirler bende doya doya o mis kokusunu içime çeke çeke severim.
Ağlamaya başlamasa kimse onu benim kucağımdan alamaz ama işte o da bir yerden
sonra sıkılıyor veya acıkıyor. Bazen uykusu geldiği için mızmızlanıyor bende
ister istemez bebeği annesine teslim etmek zorunda kalıyorum. Yoksa bana kalsa
hiç bırakmayacağım. Annesi de sağ olsun bu durumdan hiç şikayetçi değil.
Komşumuzun bebeği artık bizim ailenin bir ferdi oldu diye bilirim. Geçenlerde
de eve gelirken bir bebek mağazasının önünden geçtim. O anda aklıma komşumuzun
bebeği geldi bende hadi bir şeyler alayım ona diye mağazaya girdim. orada ki Lacoste nin ürünlerine bayıldım. Bende lacoste modelleri ndan aldım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder